Kayıtlar

ÇELİK DIYARI 2

 .. Aslında iki üç gün Vahab'ın babası ağrıdan duramadı. Bazı kelimeler söylüyordu ama dudaklarından hepsi tek tek düşüyordu. Vahap babasını tanıdığı için ne söylediğini biliyordu, anlayabiliyordu ama babası her konuştuğunda yüreğinden damla damla kanlar geldiğini hissederdi ama alıştı. B abası gibi o da bu kaybediş'e alıştı. Zaman en alışılmaz denen şeye alıştırırdı.

ÇELIK DİYARI

... Zamanın ötesinde bir yerdi.

SOLO CAN 2

 " Gerçekten  siyah beyazın dediği o yerden aşağı mı bakıyorduk"  "Buradan dünyayı izlemek muazzam bir şey" dedi Solocan in arkadaşı. "Değişim korkutuyor öyle değil mi " dedi  Solo can. " Ney neyi ne yapıyor Solo can abi" "Uf bos ver bisey demedim" Umursamaz tavırlarla anın tadını çıkarır Solocanin arkadaşı. Uçuyor olmak ona çok şey katmıştır. Çiçekten çiçeğe gitmek en hassas çiçeklerde trompoline yapılan ağırlık gibi onları aşağı çekmek hoşuna gidiyordu. Bir kelebek bu kadar ağır olamazdı ama Solocanin arkadaşı bu konuda istisnaydi. Yeni geçirdikleri evreye alışmaya çalışıyor, gökyüzünün her yerinde dolaşıyor, gökyüzünden bakmadık yer bırakmıyorlardi. Geçilmez denen dağın yüksekliğine bakıp kendilerinden geciyorlardi. Artık yere daha yakın uçuyor, başka canlıları da inceleyebiliyorlardi.  O da neydi? Et yığını yine orada arazisine bakıyordu. Ama bu sefer huzunluydu, gözlerinde korku vardı. Hasati yok denecek kadar azdı. Onu çok se

SOLOCAN IN ACTION

.. Bu ses Solo Can in zihninde yankı yapar gibi olur ve böyle bir şeyin olmaması düşüncesiyle kendini silker . Et yığınınin ayak sesleri duyulur. Oldukça sert ve emin adımlarla gelmektedir. Solo can ve arkadaşı toprağın en derinine sürünür, Sari-Beyaz gökyüzünün en can alıcı yerine uçmaya başlar. "Solo Can abi nereye kadar bu karanlık soğuk yerde yaşayacağız? Ne zaman bizim de doğan güneşle uykumuz açılmayacak?" Sen oraya mı gitmek istiyorsun? Sarı-Beyaz in övdüğü o yere? "Evet oraya gitmek istiyorum.  Oradan yeryüzüne bakmak çok farklı olacak. "

Dolmabahçe

  Bir an bıraktım Düşüncelerim gibi caprasik olan çizgilerle  Bir an bıraktım Akıp giden zamanın herhangi bir aninda anı olsun diye.. Bir seni bıraktım  İstediğin gibi ruhumun derinliklerinde gezin diye  Bir ben bıraktım  Bugün olmasa yarın gel diye..

14 SUBAT

 Sevgi nedir? Sevgi bir bahçeden çıkıp diğerine girmek gibi bir şey. Geçtiğin yerde toprak aynı, bitki aynı. Ama şekli farklı, kokusu farklı. Ama sana verdiği mutluluk aynı. Neden bunlar hayatımızda? Neden varlar? İçimizdeki bu tarif edilemeyen şey ne? Benzer coskunluk ve heyecanı hissettiğimiz için mi Sevgi demişiz? Kederde de Sevgi var mıdır? Hayata ilk geldiğimizde ilk iletişim kurduğumuz kişiler genelde ailemiz. Sevgi dediğimiz şeyi ilk onlarda yaşıyoruz. Peki onların yarattığı Sevgi ne kadar ben'i yansıtıyor? Ben'i var eden ne? Kabul edelim veya etmeyelim, sahip olduğumuz topluluğun ben'ini taşıyoruz. Sevgi olarak adlandırdığımız o coşkunluk veya heyecan durumumuz bu şekilde ortaya çıkıyor. Bazen güler bir yüzle, bazense sinirli bir bakışla yapılıyor. Ama oluşan etki o iki veya kişiler arasındaki yazısız sözleşmeyle oluşuyor. Yani güler bir yüz bazen herkesin düşündüğü veya düşünmek istediği gibi olumlu bir etki anlamına gelmeyebilir. Yani o Sevgi olarak adlandırılan ş

BİLMİYORUM SEN ANLA

  Biz en çok neye sasiririz yapılan işe mi nasıl olduğuna mı? Simgeler ne kadar hayatımızda? Yoksa simgelerle mi varız? Televizyon. Telle gelen vizyon yani görüntü.  Tuhaf değil mi bir tane tel var ve onunla senin goruntun başka bir tarafa gidiyor hem de çok düşük bir yanilgiyla. Bazen gerçeğini hayatta gormemisseniz o farkı bile anlayamayabiliriz. Peki biz en çok neye sasiriyoz. Bize imge olarak gelen görüntüye mi yoksa nasıl o olayın gerçekleştiğini mi? Her şeyi taklit eden ve ona göre model alan bizler sanırım ilk şaşkınlığı bunun ilk keşfedenle olması gerekiyor. İlk keşfeden aslinda bunun nasıl olduğuna şaşırıyor olması bizim de onu taklit etmemiz gerektigi düşüncesi oluşturmuş olabilir ya da bunun bizim de aynı şekilde yaşamış olmamız da bu andan etkilendigimiz anlamına gelebilir. Ya da biz gerçekten O görüntü ve sesten etkilenmiş olabiliriz. Ama neticede aklın biraz düşündüğünde durum belki o kadar yoğunluğun arasında komplike veya içinden çıkılması zor bir durum yaratabilir. Ç